Aslına bazıları Neyse'nin 2009 yılında yayınladıkları ''Yapma Meydan'' klibiyle tanısa da, bir çoğumuz 2011'de yayınladıkları ilk albümden ''Hokkabaz'' klibi ile tanıdık. 2011'de ilki gerçekleşen 'Be the Band' müzik yarışmasına katıldılar ve o yarışmada 1. oldular. Babajim Stüdyosu'na girip kendi isimlerini taşıyan ilk albümleri ''Neyse''yi Babajim Records etiketiyle çıkardılar. Bu grubu dinlerken sürekli ''kafa grup'' diyorum. Harbiden kafa gibi bir grup. Bende boş durmadım ve grup üyeleriyle çok keyifli bir röportaj gerçekleştirdim. -Buket Kalkan
-2011'de Babajim Records etiketiyle kendi isminizi taşıyan ilk albümünüzü
çıkardınız. Albüm süreci nasıl geçti ve albüm çıktıktan sonra tepkiler ve
eleştiriler nasıldı?
Neyse: Yarışmayı
kazanıp albümü Babajim'de kaydedeceğimiz belli olduktan sonra, önceden
kafamızda kurduğumuzdan daha rahat ve keyifli bir süreç olacağını hissetmiştik.
Zira Babajim'in bize gerek yarışma mülakatında gerek diğer görüşmelerimizde
olan yaklaşımı gayet olumlu ve samimiydi. Nitekim Babajim' de geçirdiğimiz
yaklaşık 2 aylık süreçte kendimizi rahatsız hissettiğimiz bir saniyemiz bile
olmadı diyebiliriz. İnsanın kendini evinde hissedercesine bir rahatlıkta albüm
kaydetmesi kolay bulunur bir şey değil. Bu da kaçınılmaz bir şekilde albüme
yansıdı. Babajim'de bulunan herkesin bize aynı içtenlikle yaklaşmasının da
albümün oluşumunda payı var.
İlk
albümünüzü çıkardığınızda ve şarkılarınızı ilk defa geniş bir kitleye
sunduğunuzda, büyük bir bilinmezle karşı karşıya oluyorsunuz. Haliyle büyük bir
heyecanla tepkileri beklemeye başlıyorsunuz. Yaptığınız müziğin güzel-beğenilir
olduğuna dair olan inancınız test ediliyor bir nevi. Beklediğimizden daha güzel
bir tepkiyle karşılaştık sanırım. Özellikle yazılı medyadan gelen tepkiler kimi
zaman bizi olumlu anlamda şaşırtmıştı.
-Babajim Stüdyosu, Radyo Eksen ve Doğuş Grubunun işbirliğiyle oluşan 2011'de ilki düzenlenen Be the Band müzik yarışmasına katıldınız ve o yarışmada 1. oldunuz. Albüm
çıkardınız. Be the Band maceranız nasıldı? Kimin fikriydi böyle bir yarışmaya
katılmak?
Neyse: Neyse olarak geçmişte de müzik yarışmalarına katılımız olmuştu ve herhangi bir
geri dönüş alamamıştık. Hal böyleyken bu tür etkinliklere karşı tutumunuz
olumsuzlaşabiliyor. En azından bel bağlamadan albümümüzü çıkarmaya
odaklanmıştık.
Yarışmaya
katılmadan önce de hali hazırda Melih'in de gruba katılmasıyla albümü yavaş
yavaş oluşturmaya başlamıştık. Yarışmadan sokakta afişine rastlayınca haberimiz
oldu. Şartlarını ve işin içinde kimlerin olduğunu görünce şansımızı denemenin
mantıksız olmayacağını düşündük. En azından şarkıların son hallerine gelmesini
hızlandırmış olacaktı. Fazla bir beklentiyle katılmamıştık neticede, derken
yarı finale kaldığımız haberi ve mülakatta aldığımız olumlu hissiyatla birlikte
bir şeylerin olabileceğine inanmaya başladık.
Özellikle
bize Babajim'in kapılarını açmasından dolayı Be the Band'ın müzik hayatımızda
bir kilometre taşı olduğunu söyleyebiliriz.
-2000
yılında kurulan bir grupsunuz, çeşitli mekanlarda da sahne alıyordunuz, 2009
yılında ilk single'nız "Yapma Meydan"ı çıkardınız. Peki neden albüm yapmak için
geç kaldınız?
Neyse: Daha
erken olabilirdi tabii ki, Be the Band'e rastlamasaydık daha geç de olabilirdi.
Zaman göreceli bir şey neticede, ve olaylar her zaman planlandığı şekilde
gelişmeyebiliyor. Eleman değişiklikleri, bestelerinize insanlarla
paylaşabilecek kadar güvenme ihtiyacı ve tek meşgalenin
müzik olamaması gibi etkenler kontrolünde zaman kendiliğinden tayin oluyor diye
düşünüyoruz. Bizim tayin edebildiğimiz tek şey müziğe olan inancımız ve
verdiğimiz emek.
-Kendi
isminizi taşıyan ilk albümünüzün çıkış şarkısı Hokkabaz'a klip çekmiştiniz, Tv
ve Radyo kanallarında çalınan bir şarkıymış ama ben hep Dream TV'de izlerdim
klibi. Onun hakkında biraz bilgi alsak?
Neyse: Hokkabaz,
fikri sorulan hemen herkesin ilk tercihiydi ve çıkış şarkısı olması kaçınılmaz
gözüküyordu. Klibin
yönetmenliği için farklı isimlerle görüştük ve Murad Küçük bir adım öne çıkan
isim oldu. Klibin senaryosu da kendisine ait.
-Son
klibiniz Devran'dan sonra kayboldunuz, konserdi oydu buydu falan. Var mı yeni
albüm planları veya yeni bir klip?
Neyse: Gezi Parkı eylemlerinin başlattığı olaylar birçok grubun konser vs. etkinliklerini
etkiledi. Hatta olayların başladığı sırada Hayal Kahvesin'de konser hazırlığı
içerisindeydik. Sonrasındaki birkaç konserimiz de bize bağımlı veya bizden
bağımsız iptal oldu. Dolayısıyla kaybolduğumuz izleniminin oluşması normal. Eskisi
kadar çok konser vermediğimiz doğru ama müzik ile olan ilişkimiz hala aynı
yoğunlukta. Üretmeye ve paylaşmaya devam ediyoruz. Yeni albüm hazırlığı
öncelikli gündemimiz elbet.
-Neyse, kimleri dinliyor veya seviyor?
Neyse: Tüm
Neyse üyelerinin aynı şeyleri sevmesi ve dinlemesi mümkün olmasa da ortak bir
müzik anlayışından ve hissiyatından dolayı üzerinde birleşilmesi kaçınılmaz
olan müzisyenler, gruplar oluyor tabii ki. Daha çok modern rock klasmanında yer
alan A Perfect Circle, Tool, Pearl Jam, Radiohead, Muse gibi grupları dinleyip
örnek alsak da yaşadığımız çevrede kulağımıza çalınan ezgilerin müzik
kulağımızın mayası olduğu ve müzikal kimliğimizi belirlediği önemli bir gerçek.
-Biraz
Neyse'yi tanımak istiyoruz. Grubun ismi neden Neyse? Neyi
hedefliyor?
Neyse: Grubun
kuruluşunun temelinde, müzik dinlemeyi bir adım ileri götürme dürtümüz yatıyordu
sanırım. Belki de daha ziyade müzik yapmanın kendisine odaklandığımızdan
dolayı, grubun ismine ilk konserimizin 1 hafta öncesine kadar karar
verememiştik. Bir sürü fikir ortaya atılmıştı tabii ki. Tüm grubun Neyse' de
hem fikir olmasının sebebi sanırım grubun icra ettiklerine dair bir iddiada
bulunmaması, bir isim olarak grubu temsil etmekten öteye gitmemesi düşüncesiydi
alttan alta.
Neyse
daha çok ve nitelikli albümler yapmayı, tanınmayı hedefliyor elbette. Bunu
müziğe başlanılan günkü haliyle, içinden geldiği şekilde, kendine yabancılaşmayarak,
aidiyetini koruma gayreti ve yaşadığı çevrede kayıtsız kalamadığı huzursuzlukları
şarkılarına yansıtarak devam ettirmesi, Neyse’nin kendi huzuru ve yaptığı
müziğin saflığı için en yatkın olduğu yol gibi.
-Neyse'yi kimler sever?
Neyse: Bu
soruya biz geçerli bir cevap veremeyiz sanırım. :) Kimlik gruplarını ayırarak
hedef kitle belirlemek müziğin ideal haline aykırı bir durum olmalı. İçimizden
gelen müziği yapmaya çalışırken hissettiğimizi olabildiğince insana
hissettirebilmek ümit ettiğimiz bir şey olabilir en fazla.
-Son
zamanlarda Türk rock piyasasına yepyeni gruplara atılıyor, genellikle bu
grupların bazıları biraz melankoli ve ağlak rock tarzında. Ne
düşünüyorsunuz bu gruplarla ilgili?
Neyse: Her
müzisyenin kendine has bir sesi, bir tavrı var. Diğer yanda her dinleyicinin de
tercih ettiği, kalbine dokunduğunu hissettiği müzisyenler var. Paylaşım olduğu
sürece ilgili akımın var olması kaçınılmaz.
-Grupta kim söz ve beste yapıyor?
Neyse: Sözler Selim'e ait. Besteler de genelde Selim'in stüdyoya getirdiği ham malzemelerin üzerine gidilmesiyle veya stüdyodaki doğaçlamalar sırasında tüm grup üyelerinin duyduklarında aynı ışığı görmesiyle oluştu.
-Konserinizde cover şarkı çalıyor
musunuz? Çalıyorsanız kimlerden çalıyorsunuz?
Neyse: Kimi Türkçe cover’larımız var albüm şarkılarına ilaveten. Lakin konserimize davet edip orada canlı dinlemeni rica etsek ketumluk etmemiş olmayı umarız. :)
0 Yorumlar