Hoş geldiniz. Rock İstasyonu denilince akıllara Tamer Uz, Tamer Uz denilince de Rock İstasyonu geliyor benim için. Uzun zamandır takip ettiğim Rock İstasyonu'nu bilmeyeniniz yoktur diye düşünüyorum. Hala da bilmiyorsanız en aşağıda bıraktığım linke tıklayarak Rock İstasyonu'na ulaşıp keyfinizi çıkarabilirsiniz. Rockistasyonu.com'un Genel Yayın Yönetmeni ve Uz Multimedya Pr. ve Tasarım Ajansı Kurucu'su olduğu, çok sevdiğim Tamer Uz ile biraz lafladık. -Buket KALKAN
Rockistasyonu.com yolculuğunu anlatır mısın? Nasıl
gelişti?
Tamer: Öncelikle
bu röportaj teklifin için çok teşekkür ederim Buket.
Rockistasyonu.com’un
yolculuğu; 10 yıl önce, askerden geldikten sonra Facebook’ta, tamamen gönül
eğlendirmek amacıyla, rock klipleri paylaşımının ağırlıklı olduğu “Çanakkale
Rock İstasyonu” adında bir sayfa açmamla başladı. İlk zamanlar sadece klip
paylaştığımız bir sayfaydı. Sonra röportajlar gerçekleştirmeye, haberlere yer
vermeye başlamamız gibi nedenlerden ve adımızda “Çanakkale” ibaresi geçtiği
için sadece Çanakkale’ye özgü bir müzik sayfasıymış gibi anlaşıldığından dolayı
2014 yılında bir web sitesi açmaya ve yolumuza “Rockistasyonu.com” adıyla devam
etmeye karar verdim. Sırf bu isim konusuna takıntımdan dolayı; o günün şartlarında
iyi bir takipçi kitlemiz olan Facebook sayfamızı kapatıp, sıfırdan bir sayfa açtım.
Site yönetmenin kolaylığı ve zorlukları oluyordur muhakkak. Unutulmaz
bir anın var mı?
Tamer: Site
yönetmenin gündelik hayatımızda olduğu gibi, insanlarla uğraşmak dışında bir
zorluğu pek yok denebilir. Teknik kısımlar bir şekilde hallediliyor. Unutulmaz
anılarım mutlaka çok fazladır ama ilk aklıma geleni söyleyecek olursam; bundan
5 yıl önce; çok değerli Can Gox’un yaşadığım yere yakın bir ilçede
gerçekleştirilen "Motosiklet Festivali" konserine gittiğimizde, seyircilerin arasında
beni fark ettiğinde; sahneden “Rock İstasyonu da aramızda, hoş gelmiş” diyerek
anons yapması ve beni işaret etmesi -o anda gözlerin bir anlık üzerime
çevrilmesi- kesinlikle çok ince ve unutulmaz bir hareketti benim için. Ve
kendisiyle yüz yüze o konserden sadece 1 hafta önce başka bir konserinde
tanışmıştım. Bu vesileyle bu jesti için, kendisine teşekkürlerimi, saygılarımı
ileteyim. :)
Rockistasyonu.com için deneyimler sana neler katıyor?
Tamer: Rockistasyonu.com;
yayın hayatı içinde olduğu bu 10 sene boyunca, haber metni, röportaj hazırlama,
video kurgu vb. tecrübeler dışında; insan ilişkileri konusunda bana oldukça
deneyim kattı. Sanırım en önemlisi de Rock İstasyonu olsun veya olmasın,
camianın içindeki hatırı sayılır sanatçı, grup, organizatör, menajerlerle
birlikte; samimiyetlerine inandığım, az ama öz insanlar edinmiş olmam. Şu an
gerçekleştirdiğimiz bu röportaj dahi, ifade etmeye çalıştığım şeyin bir parçası
aslında.
Şu sıra kafaya takmış olduğun sanatçı/albüm/şarkı var mı?
Tamer: Açıkçası
çok merak etmediğim sürece, sosyal medyada denk geldiğim veya sitemizde haber
olarak girdiğim pek çok grubun albümünü dinlemeye fırsat bulamıyorum. Hep
“sonra dinlerim…” derken birikiyor ve öyle kalıyor. Kafaya taktığım, Adamlar
grubunun “Mavi Ekran” şarkısı var diyebilirim. Aynı şekilde Adamlar’ın “Dünya
Günlükleri” albümü bir o kadar güzel. En sevdiğim isimlerin başında gelen Hayko
Cepkin’in iki farklı versiyonunu yayınladığı “hayvaaağ1n” hem şarkı, hem
klibiyle oldukça sağlam. Geçen yıl yayınlanan albümlerden de Murder King‘in
“Fiyasko” ve akustik albümleri “Sakin”, ÜTOPYA Project, mor ve ötesi (Aya
İrini), Redd (Yersiz Göksüz Zamanlar) hatta “Mükemmel Boşluk” albümünde takılı
kaldım diyebilirim. :) ve Yasak Helva’nın “Rektefe” albümünü çok beğenmiştim.
The Ringo Jets güzel işler yapıyor. Yeni keşfettiğim “Serin” grubu var. Son
zamanlarda ise Can Uzunallı’nın ÜTOPYA Project’te olduğu gibi solo projesiyle
de iyi işler çıkardığını düşünüyorum. Çok başarılı bulduğum gruplardan Pera’nın
yakın zamanda yayınlanması planlanan “İçimdeki Şeytan” albümünü merakla
beklemekteyim. :)
Gelelim Uz Multimedya’ya. Biraz bahseder misin? Çalışmalar nasıl gidiyor
ve hedeflerin neler?
Tamer: Uz
Multimedya, yaşamımı idame ettirebilmek ve kendi işimi yapmak istediğim için
hayata geçirdiğim bir oluşum. Oluşumdan ziyade şu an için bir home office
diyebilirim :) Sadece Logo, Afiş tasarımıyla başlamıştım. Şu an ise akla
gelebilecek, ihtiyaç duyulan pek çok tasarım çeşidiyle hizmet vermeye
çalışıyorum. Çok kısa bir süre önce fotoğraf, video çekim alanında da hizmet
verebilmek ve hizmet seçeneklerimizi genişletmek adına bir fotoğraf makinesi
aldım. Onun dışında ikinci planda da olsa bir PR. ve danışmanlık hizmetimiz de
söz konusu. Şu sıralar gündemimizi meşgul eden korona virüs’ün birçok sektör
gibi beni de olumsuz etkilediği kesin. Umarım, bu sıkıntılı günleri en kısa
sürede atlatır ve bu alanda da en iyi şekilde hizmet etmeye devam ederim.
Bir müzisyenden dönüş alamamak seni sinir eder mi? Eskiden “yoğun program”
nedeniyle dönmezler iken malum karantina zamanında evde geçirdikleri için “evde
işim var” diye de dönüş yapmazlar. Hiç yakınıyor musun bu konu hakkında?
Tamer: “Dönüş
alamamak” durumu sanırım pek çok kişinin karşılaştığı, can sıkıcı bir durum. Ve
bizim de en yakındığımız konulardan biri. Örneğin bir röportaj talebimiz
oluyor. Öncelik olarak, olması gerektiği şekilde sanatçının ya da grubun
menajerine mail gönderiyoruz. Maillere olumlu ya da olumsuz dönüş alamadığımız
zamanlar oluyor. Böyle bir durumla karşılaşırsak menajere sosyal medya
hesabından ya da telefon ile ulaşıyoruz. Mesajımız görüldüğü halde; olumlu ya da
olumsuz hiçbir şekilde cevap verilmiyor. Ben bu durumun can sıkıcı olduğu
kadar, karşı tarafa büyük saygısızlık olduğunu düşünüyorum. Bir de doğal olarak
bazen menajerinin kim olduğunu bilmediğimiz isimler oluyor. Grup üyelerinden
birine ulaşıyoruz, "önce menajerimizle görüşün" diyor. İletişim kurabileceğimiz
bir mail adresi veriyor. Mail gönderiyoruz; sonuç yine hiçbir şekilde cevap
yok. Lafım meclisten dışarı, kusura bakmasınlar ama ben birçok menajerin, basın
danışmanının veya sosyal medya ekibinin çoğu zaman, işini düzgün yapmadığına
şahit oluyorum. Karantina günlerinde biz de şu sıralar birçok platform gibi
Rock İstasyonu Instagram hesabımızı sanatçılara veya camianın önemli isimlerine
emanet ediyoruz. Bu süreçte olumsuz dönüş yapanlar olsa da; bahaneleri “evde
işim var” diyerek olmadı henüz ama dilerim bundan sonra da karşılaşmayız. :)
“Basın Bülteni” konusuna değineceğim de, bana bir keresinde bir basın
bülteni geldi. Her şey yazıyor iyi hoş ama dinlemem için gönderdikleri bültende
şarkı yoktu. Ben de maili sildim. Zaman zaman yaşanır böyle şeyler de senin
komik bir anın var mı?
Tamer: Basın
Bülteni konusu da, bir önceki sorunun cevabında ifade ettiğim gibi en
yakındığımız konulardan biri. Bu konuya değinmeden önce komik bir durum mu
bilmiyorum ama bazen “Şunları yapıyorum, şöyle çalıyorum, böyle yapıyorum. Size
nasıl ulaşabilirim, ya da sitenizde bana yer vermeniz için ne yapabilirim" gibi…ya da “bülten göndersek yayınlar mısınız?” şeklinde mailler geliyor. Zaten
bize ulaşmışsın; “bülten göndersek yayınlar mısınız?” şeklinde sorulması saçma
geliyor gerçekten. Konseptimize uygun, özenle hazırlanan bültenleri geri
çevirmemeye çalışıyoruz. Basın bülteni konusunda bir şeye daha değinmek
istiyorum izninle… Hem bülten gönderecek basın danışmanlarına hem de
sanatçılara, gruplara kolaylık olması açısından kendimizce, “Taslak Bülten”
hazırladık ve Rock İstasyonu Facebook, Twitter hesaplarımızda bunu en başa
tutturduk. Özellikle bizimle ilk defa iletişime geçecek olanlar bu “Taslak
Bülten”i doldurup gönderdiğinde, hem biz kendileri hakkında daha sağlıklı bilgi
ediniyor,hem de bunu takipçilerimize ve müzik severlere daha sağlıklı bir
şekilde aktarmış oluyoruz.Bu sistemi hazırladığımızdan beri “basın bülteni”
duyarlılığının oldukça arttığını söyleyebilirim.
Sıklıkla takip ettiğin ilk 5 blog alsak senden?
Tamer: Gerek
Rock İstasyonu gerek Uz Multimedya’da yoğunlaştığım işlerden dolayı blokları
sıkı takip edemiyorum. Fakat kendi adıma ya da Rock İstasyonu olarak iyi
ilişkiler içerisinde olduğumuz, senin de değerli yazılarınla katkıda bulunduğun
çok geniş bir içeriğe sahip ve aktif NouvArt, yeni bir oluşum sayılan Çerezzine, yine
zaman zaman iş birliği içinde bulunduğumuz; bağımsız, alternatif müziğe,
müzisyenlere her daim desteğini esirgemeyen OnAir Sahne, bunların dışında
PostMonde, Rock Günlüğü ve Rock Ajandası gibi aklıma ilk gelen oluşumları takip
etmeye çalıştığımı söyleyebilirim.
Geçtiğimiz aylarda Back on Stage ekibinin yaptığı “müzik yazarı kimdir?”
araştırmasını okumuştum da, sence müzik yazarı kime denilmeli? Bunu mecra
belirler mi yoksa her yazan müzik yazarı olmalı mı?
Tamer: Bana
kalırsa; dinlediği bir şarkı, albüm hakkında, gittiği konserle ilgili veya
sektörde gözlemlediği sorunlarla alakalı herkes bir şey yazabilir, yazıyor da.
Pek çok örneği mevcut. Bu şekilde yazan herkese müzik yazarı denmesinde ya da
kendini öyle nitelendirmelerinde bir sakınca görmüyorum fakat müzik
eleştirmenliği ayrı bir şey. Herkesin haddine olmamalı. Teknik bilgisi eleştiri
yapabilecek düzeyde olmalı. Gerçi günümüzde ne yazık ki müzik yazarından çok,
müzik eleştirmeni (!) var. :)
0 Yorumlar